languageIcon
search
search
Gece ve gündüz zikirleri Gece ve gündüz zikirleri ( Ve sayısı 4 Bölümler )

1 Kez

brightness_1

Uyuyacağı zaman Ayete’l-Kursi’yi okumak sünnettir. O sabaha kadar şeytandan koruyucudur.

Bunun delili: Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın zekat malından çalan hırsızla olan kıssasıdır. O hırsız her yakalandığında muhtaç oluşundan ve ailesinin durumundan yakınıyordu. Üçüncü defa yakaladığında Ebu Hureyre radıyallahu anh işi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e götürmeye kesin kararlıydı. Hırsız şöyle dedi: Beni bırak. Sana Allah’ın seni onlarla faydalandıracağı kelimeler öğreteyim. (Ebu Hureyre radıyallahu    anh dedi ki) ona nedir onlar dedim. Dedi ki: “Yatağına yattığın zaman Ayete’l-Kursi’yi

{اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ}

“Allahu lâ ilâhe illâ huve’l hayyu’l kayyûm”

“Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. O hayydır, kayyûmdur” kısmından sonuna kadar oku. Sabaha kadar Allah tarafından bir koruyucu seni korur ve şeytan sana yaklaşamaz.” Bunun üzerine onu serbest bıraktım. Sabaha erdiğimde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana “dünkü esirini ne yaptın?” diye sordu. Dedim ki: Ey Allah’ın Resulü! Allah’ın beni onlarla faydalandıracağı kelimeler öğreteceğini ileri sürdü bende onu serbest bıraktım. (Allah Resulü) “Nedir onlar?” buyurdu. Dedim ki bana şöyle söyledi: “Yatağına yattığın zaman Ayete’l-Kursi’yi ayetin başı olan

{اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ}

“Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. O hayydır, kayyûmdur” kısmından ayetin sonuna kadar oku” ve yine bana dedi ki: “Sabaha kadar Allah tarafından bir koruyucu seni korur ve şeytan sana yaklaşamaz.” (Allah Resulü) buyurdu ki: “O çok yalancı olduğu halde sana doğruyu söylemiş. Ey Ebu Hureyre! Üç geceden beri karşılıklı konuştuğun kimdi biliyormusun?” (Ebu Hureyre): “Hayır” dedi.” (Allah Resulü): “O şeytandı” buyurdu. Buhari (2311) muallak olarak rivayet etmiştir. Nesai ise Sünenu’l-Kübra’da (10795) nakletmiştir.

.......

1 Kez

brightness_1

" اللَّهُمَّ رَبَّ السَّمَاوَاتِ وَرَبَّ الأَرْضِ وَرَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ , رَبَّنَا وَرَبَّ كُلِّ شَيْءٍ, فَالِقَ الْحَبِّ وَالنَّوَى , وَمُنْزِلَ التَّوْرَاةِ وَالإِنْجِيلِ وَالْفُرْقَانِ , أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ كُلِّ شَيْءٍ أَنْتَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهِ , اللَّهُمَّ أَنْتَ الأَوَّلُ فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَيْءٌ , وَأَنْتَ الآخِرُ فَلَيْسَ بَعْدَكَ شَيْءٌ , وَأَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَيْءٌ , وَأَنْتَ الْبَاطِنُ فَلَيْسَ دُونَكَ شَيْءٌ , اقْضِ عَنَّا الدَّيْنَ وَأَغْنِنَا مِنَ الْفَقْرِ"

“Allahumme rabbi’s semâvâti ve rabbi’l ardi ve rabbi’l arşi’l azîm, Rabbênâ ve rabbe kulli şey’in fâlika’l habbi ve’n nevâ ve munzile’t tevrâti ve’l incîli ve’l furkân, Eûzu bike min şerri kulli şey’in ente âhizun bi nâsiyetihî, Allahumme ente’l evvelu feleyse kableke şey’un ve ente’l âhiru feleyse ba’deke şey’un ve ente’z zâhiru feleyse fevkake şey’un ve ente’l bâtinu feleyse dûneke şey’un, İkdi anna’d deyne ve eğninâ mine’l fakir”

“Allah’ım! Ey göklerle yerin ve büyük arşın Rabbi! Ey Rabbimiz ve her şeyin Rabbi! Ey taneyi, çekirdeği yaratan! Tevrat, İncil ve Furkan'ı (Kur’an'ı) indiren! Alnından tuttuğun her şeyin şerrinden Sana sığınırım. Allah’ım! Evvel sen­sin, senden önce hiç bir şey yoktur. Âhir de sensin! Senden sonra hiç bir şey yoktur. Zahir sensin, senin üstünde hiç bir şey yoktur. Batın da sensin, senden öte hiç bir şey yoktur. Bizden borcu gider! Ve bizi fakir­likten zengin kıl!” Bunu Müslim (2713) Ebu Hureyre radıyallahu    anh’den rivayet etmiştir.

.......

100 Kez

brightness_1

Uyumak istediğinde otuz üç kere Allah’ı tesbih etmek (subhanallah demek), otuz üç kere Allah’a hamd etmek (elhamdulillah demek) ve otuz dört kere Allah’ı yüceltmek (Allahuekber demek) sünnettir. Bunun fazileti çok büyüktür ve bunu yapmak bedene günlük kuvvetini verir.

Bunun delili: Fatıma radıyallahu anhâ el değirmeni kullanmaktan dolayı elinde meydana gelen yıpranmadan şikayetçi oldu. O sırada Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e kadın tutsaklar getirilmişti. Durumu Rasûlullah sallallallahu aleyhi ve sellem’e haber vermek üzere çıktı fakat O’nu bulamadı ama yolda Aişe radıyallahu anhâ ile karşılaştı ve durumu ona haber verdi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gelince Aişe radıyallahu anhâ, Rasûlullah’a, Fatıma’nın geldiğini haber verdi. Ali Radıyallahu anh şöyle devam etti: Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize geldi. O sırada biz döşeklerimize yatmıştık. Hemen kalkmaya çalıştık. Rasûlullah salallahu aleyhi ve sellem “Yerlerinizde kalın” diye buyurdu ve aramıza oturdu. Öyleki ben O’nun ayağının soğukluğunu göğsümde hissettim. Sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Size istediğinizden daha hayırlısını öğreteyim mi?  Döşeklerinize yattığınız vakit Allah'a otuz dört defa tekbir (Allahu ekber), otuz üç defa tesbih (Subhânallah), otuz üç defa da tahmid (Elhamdulillâh) getirmelisiniz. Bu sizin için hizmetçiden daha hayırlıdır” buyurdular. Buhari (3705), Müslim (2727)

Bir rivayette Ali radıyallahu anh şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işittiğimden beri bunu tekretmedim”. Ona denildi ki: “Sıffın gecesi de mi?” Dedi ki: “Sıffın gecesi de (terketmedim)” Buhari (5362) ve Müslim (2727) rivayet etmişlerdir.

Bu onların (sahabenin) sünnete olan şiddetli hırslarını göstermektedir. Öyle ki o gece Ali radıyallahu anh savaşla ve ordusunu düzenlemekle meşguldü buna ragmen bu sünneti terketmemiştir. Bu demektir ki bu sünnet önemli bir sünnettir. Bundan çok daha fazla ve çok daha ağır bir şekilde muhtaç olunan, uygulamanın çok daha değerli olduğu sünnetleri hiçbir şeyle meşguliyeti olmaksızın terk eden kimseye ne demeli. Ancak kalbinin hastalığı ve gaflet onu bu faziletlerin büyüklüğünü idrakten alıkoymuştur. Allah bizlere merhamet etsin.

.......

1 Kez

brightness_1

" اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْلَمْتُ وَجْهِي إِلَيْكَ , وَفَوَّضْتُ أَمْرِي إِلَيْكَ , وَأَلْجَأْتُ ظَهْرِي إِلَيْكَ , رَغْبَةً وَرَهْبَةً إِلَيْكَ. لاَ مَلْجَأَ وَلاَ مَنْجَا مِنْكَ إِلاَّ إِلَيْكَ، آمَنْتُ بِكِتَابِكَ الَّذِي أَنْزَلْتَ، وَبِنَبِيِّكَ الَّذِي أَرْسَلْتَ "

“Allahumme innî eslemtu vechî ileyke ve fevvattu emrî ileyke ve elce'tu zahrî ileyke rağbeten ve rahbeten ileyke, Lâ melce’e ve lâ mencâ minke illâ ileyke âmentu bi kitabikellezî enzelte ve bi Rasûlullahyyikellezî erselte”

“Allah’ım ben yüzümü Sana teslim ettim. İşi­mi Sana havale ettim. Senden ümid ederek ve korkarak sırtımı Sana dayadım. Sığınmak ve sakınmak ancak Sana yönelmekle olur. İn­dirdiğin kitabına ve gönderdiğin Peygamberine iman ettim!” Buhari (247) ve Müslim (2710) rivayet etmişlerdir. Bera b. Azib radıyallahu    anh’ın hadisinde geldiği üzere: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Yatağına yatacağın zaman namaz için aldığın abdestin gibi abdest al. Sonra sağ yanın üzerine yat. Sonra şöyle söyle:

" اللَّهمَّ إنِّي أسلمت نفسي إليك"

 “Allahumme innî eslemtu vechî ileyke”

“Allah’ım! Ben yüzümü Sana teslim ettim…” hadisin sonunda Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Bunları sözlerinin sonu yap. O gecende ölürsen, fıtrat üzere ölürsün.” Müslim’in rivayetinde: “Eğer sabaha erişirsen, hayır üzere sabahlarsın.”

Bu hadiste bir başka sünnetin beyanı vardır. Bu zikri uyumadan önceki sözlerin sonuncusu yapmaktır ve eğer o gecede ölüm takdir edilirse çok büyük bir mükafat vardır. O da kişinin fıtrat üzere ölmüş olmasıdır. Yani, Sünnet üzere, İbrahim aleyhi’s-selam milleti üzere hanif olarak ölmüş olmasıdır ve eğer sabaha erişirse rızkı ve ameli hayır üzere sabahlamış olur. Bu öncekileri ve gayrısını kapsayan bir kelimedir. -Allah en iyisini bilir-

.......

1 Kez

brightness_1

Ayrıca değerinden dolayı üzerinde durulup ikaz edilenlerden biri de şudur ki: Çok büyük bir zikirdir. Büyük faziletlere vesiledir. Aliyy ve Azim olan Allah bu vesileyle nimetlendirmektedir. Bu rivayet Sahih-i Buhari’de Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den Şeddad b. Evs radıyallahu anh’ın rivayetiyle gelmektedir.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İstiğfarın efendisi şöyle söylemendir:

"اللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ خَلَقْتَنِي وَأَنَا عَبْدُكَ وَأَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَيَّ وَأَبُوءُ لَكَ بِذَنْبِي فَاغْفِرْ لِي فَإِنَّهُ لَا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلَّا أَنْتَ"

“Allahumme ente rabbi lâ ilâhe illâ ente halakteni ve ene abduke ve ene alâ ahdike ve va’dike ma isteda’tu, eûzu bike min şerri ma sana’tu ebûu leke bini’metike aleyye ve ebûu bi zenbi fağfirli innehû lâ yağfezzunûbe illâ ente”

“Allah’ım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın ve ben Senin kulunum. Gücüm yettiğince Sana verdiğim söz (ulûhiyetini ve vahdâniyetini itiraf etme sözü) üzereyim. Yaptığım şeylerin kötülüğünden Sana sığınırım. Üzerimdeki nimetini itiraf ediyorum. Günahımı da itiraf ediyorum. Beni bağışla! Şüphesiz Senden başka günahları bağışlayabilecek yoktur.” Buhari rivayet etmiştir. (6306)

Kulun bu büyük faziletli duayı idrak ederek ve şartına riayet ederek, gününde ve gecesinde muhafaza etmeye hırs göstermesi gerekir. Bu da genişliği gökler ve yer kadar olan cenneti kazanmak için bu kelimeleri inanarak söylemesidir. Çünkü bu dua cennete giriş vesilelerindendir.

.......