1 Kez
Uyuyacağı zaman Ayete’l-Kursi’yi okumak sünnettir. O sabaha kadar şeytandan koruyucudur.
Bunun delili: Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın zekat malından çalan hırsızla olan kıssasıdır. O hırsız her yakalandığında muhtaç oluşundan ve ailesinin durumundan yakınıyordu. Üçüncü defa yakaladığında Ebu Hureyre radıyallahu anh işi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e götürmeye kesin kararlıydı. Hırsız şöyle dedi: Beni bırak. Sana Allah’ın seni onlarla faydalandıracağı kelimeler öğreteyim. (Ebu Hureyre radıyallahu anh dedi ki) ona nedir onlar dedim. Dedi ki: “Yatağına yattığın zaman Ayete’l-Kursi’yi
{اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ}
“Allahu lâ ilâhe illâ huve’l hayyu’l kayyûm”
“Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. O hayydır, kayyûmdur” kısmından sonuna kadar oku. Sabaha kadar Allah tarafından bir koruyucu seni korur ve şeytan sana yaklaşamaz.” Bunun üzerine onu serbest bıraktım. Sabaha erdiğimde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana “dünkü esirini ne yaptın?” diye sordu. Dedim ki: Ey Allah’ın Resulü! Allah’ın beni onlarla faydalandıracağı kelimeler öğreteceğini ileri sürdü bende onu serbest bıraktım. (Allah Resulü) “Nedir onlar?” buyurdu. Dedim ki bana şöyle söyledi: “Yatağına yattığın zaman Ayete’l-Kursi’yi ayetin başı olan
{اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ}
“Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. O hayydır, kayyûmdur” kısmından ayetin sonuna kadar oku” ve yine bana dedi ki: “Sabaha kadar Allah tarafından bir koruyucu seni korur ve şeytan sana yaklaşamaz.” (Allah Resulü) buyurdu ki: “O çok yalancı olduğu halde sana doğruyu söylemiş. Ey Ebu Hureyre! Üç geceden beri karşılıklı konuştuğun kimdi biliyormusun?” (Ebu Hureyre): “Hayır” dedi.” (Allah Resulü): “O şeytandı” buyurdu. Buhari (2311) muallak olarak rivayet etmiştir. Nesai ise Sünenu’l-Kübra’da (10795) nakletmiştir.
1 Kez
Ebu Mes’ud el-Ensari radıyallahu anh hadisinde geldiği üzere o şöyle demiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Her kim geceleyin Bakara Suresi’nin sonundaki bu iki ayeti okursa ona kifayet eder”. Buhari (4008) ve Müslim (807) rivayet etmişlerdir. Bakara Suresi’nin sonundaki bu iki ayet hususi olarak uyku zikirlerinden değildir. Çünkü geceleyin denmiştir. Ancak kişi bunu okuyacağı zaman geceleyin okumaz. Bilakis uyuyacağı zaman okur.
Bakara Suresi’nin sonundaki bu iki ayetin “okuyan kimseye kifayet etmesinin” anlamı üzerinde ihtilaf edilmiştir:
“Gece kıyamı olarak kifayet eder” dendiği gibi “şeytana karşı kifayet eder” de denmiştir.
Ve yine “afetlere karşı kifayet eder” de denmiştir. Nevevi’in (Allah ona rahmet etsin) de dediği gibi hepsi muhtemeldir. Bkz. Nevevi Müslim Şerhi (808), Fatiha ve Bakara Suresi’nin sonunun faziletleri babı.
3 Kez
Bunun delili:
Aişe radıyallahu anhâ’nin hadisinde geldiği üzere o şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem her gece yatağına yattığında iki avucunu birleştirir sonra avuçlarına “Kul huvAllahu ahad” (İhlas), “Kul euzu biRabbi’l-felak” (Felak) ve “Kul euzu biRabbin’Nas” (Nas) surelerini okuyup avuçlarına hafifçe üfler. Sonra avuçları ile vücudundan erişebildiği yerlerini meshederdi. Buna başından, yüzünden ve vücudunun ön kısmından başlardı ve bunu üç kere tekrarlardı.” Buhari (5017) rivayet etmiştir.
Geçen hadisin uygulanışı: Aişe radıyallahu anhâ’nin “her gece” sözünden de anlaşıldığı gibi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu sünneti her gece uyguluyordu. Kim bu sünneti uygulamak isterse iki avucunu birleştirsin sonra İhlas, Felak ve Nas surelerini okuduktan sonra avuçlarına hafifçe üflesin ve daha sonra vücudundan erişebildiği yerleri başından, yüzünden başlayarak meshetsin ve bunu üç kere tekrarlasın.
1 Kez
Urve b. Nevfel radıyallahu anh’ın babasından naklettiği hadiste geldiği üzere Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Nevfel’e şöyle buyurmuştur: “Kul Ya eyyuhe’l-Kafirun’u” (Kafirun Suresini) oku sonra onu son sözlerin yaparak uyu. Muhakkak ki o şirkten kurtuluştur.” Ahmed (21934), Ebu Davud (5055) ve Tirmizi (3403) rivayet etmişlerdir. El-Elbani (Allah ona rahmet etsin) hasen olduğunu belirtmiştir.
İbn Hacer (Allah ona rahmet etsin) şöyle demiştir: “Uyku anında okunacak şeylerle alakalı bir çok sahih hadis vardır. Bunlardan biri de Ayete’l-Kursi hakkındaki Ebu Hureyre radıyallahu anh hadisidir ki daha önce zekat malları üzerine görevli bırakıldığının anlatıldığı hadiste ve başka yerlerde geçmişti. Yine Bakara Suresinin sonundaki iki ayet hakkındaki İbn Mes’ud radıyallahu anh’ın hadisi ve Kur’an’ın faziletleri hakkındaki bölümde geçen Urve b. Nevfel radıyallahu anh’ın babasından naklettiği: “Kul Ya eyyuhe’l-Kafirun’u” (Kafirun Suresini) oku sonra onu son sözlerin yaparak uyu. Muhakkak ki o şirkten kurtuluştur” hadisleri bunlardandır. Bkz. el-Feth (6319), Uyku anındaki sığınma ve kıraat babı.
1 Kez
" اللَّهُمَّ خَلَقْتَ نَفْسِي وَأَنْتَ تَوَفَّاهَا, لَكَ مَمَاتُهَا وَمَحْيَاهَا, إِنْ أَحْيَيْتَهَا فَاحْفَظْهَا، وَإِنْ
أَمَتَّهَا فَاغْفِرْ لَهَا, اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْعَافِيَةَ"
“Allahumme halekte nefsî ve ente teveffâhâ leke memâtehâ ve mehyâhâ in ahyeytehâ fehfezhâ ve in emettehâ feğfir lehâ, Allahumme innî es’eluke’l âfiyete”
“Allah’ım! Nefsimi Sen yarattın ve onu alacak olanda Sen’sin. Onun ölümü ve yaşamı Sana aittir. Eğer onu yaşatırsan muhafaza eyle. Eğer öldürürsen onu bağışla. Allah’ım! Sen’den sıhhat dilerim”. Bunu Müslim (2712) İbn Umer radıyallahu anh’dan rivayet etmiştir.
1 Kez
" اللَّهُمَّ رَبَّ السَّمَاوَاتِ وَرَبَّ الأَرْضِ وَرَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ , رَبَّنَا وَرَبَّ كُلِّ شَيْءٍ, فَالِقَ الْحَبِّ وَالنَّوَى , وَمُنْزِلَ التَّوْرَاةِ وَالإِنْجِيلِ وَالْفُرْقَانِ , أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ كُلِّ شَيْءٍ أَنْتَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهِ , اللَّهُمَّ أَنْتَ الأَوَّلُ فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَيْءٌ , وَأَنْتَ الآخِرُ فَلَيْسَ بَعْدَكَ شَيْءٌ , وَأَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَيْءٌ , وَأَنْتَ الْبَاطِنُ فَلَيْسَ دُونَكَ شَيْءٌ , اقْضِ عَنَّا الدَّيْنَ وَأَغْنِنَا مِنَ الْفَقْرِ"
“Allahumme rabbi’s semâvâti ve rabbi’l ardi ve rabbi’l arşi’l azîm, Rabbênâ ve rabbe kulli şey’in fâlika’l habbi ve’n nevâ ve munzile’t tevrâti ve’l incîli ve’l furkân, Eûzu bike min şerri kulli şey’in ente âhizun bi nâsiyetihî, Allahumme ente’l evvelu feleyse kableke şey’un ve ente’l âhiru feleyse ba’deke şey’un ve ente’z zâhiru feleyse fevkake şey’un ve ente’l bâtinu feleyse dûneke şey’un, İkdi anna’d deyne ve eğninâ mine’l fakir”
“Allah’ım! Ey göklerle yerin ve büyük arşın Rabbi! Ey Rabbimiz ve her şeyin Rabbi! Ey taneyi, çekirdeği yaratan! Tevrat, İncil ve Furkan'ı (Kur’an'ı) indiren! Alnından tuttuğun her şeyin şerrinden Sana sığınırım. Allah’ım! Evvel sensin, senden önce hiç bir şey yoktur. Âhir de sensin! Senden sonra hiç bir şey yoktur. Zahir sensin, senin üstünde hiç bir şey yoktur. Batın da sensin, senden öte hiç bir şey yoktur. Bizden borcu gider! Ve bizi fakirlikten zengin kıl!” Bunu Müslim (2713) Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet etmiştir.
1 Kez
" بِاسْمِكَ رَبِّ وَضَعْتُ جَنْبِي وَبِكَ أَرْفَعُهُ إِنْ أَمْسَكْتَ نَفْسِي فَارْحَمْهَا وَإِنْ أَرْسَلْتَهَا فَاحْفَظْهَا بِمَا تَحْفَظُ بِهِ عِبَادَكَ الصَّالِحِينَ "
“Bismike rabbi veda’tu cenbî ve bike erfeuhû in emsekte nefsî ferhemhâ ve in erseltehâ fehfezhâ bi mâ tehfazû bihî ibâdeke’s sâlihîn.”
“Rabbim! Sen’in isminle yanımı koydum ve ancak Sen’in isminle kaldırırım. Eğer nefsimi tutacak olursan ona merhamet eyle. Eğer onu serbest bırakırsan salih kullarını koruduğun gibi onu da koru.” Bunu Buhari (6302) ve Müslim (2714) Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet etmişlerdir.
1 Kez
" الْحَمْدُ للّهِ الَّذِي أَطْعَمَنَا وَسَقَانَا، وَكَفَانَا وَآوَانَا، فَكَمْ مِمَّنْ لاَ كَافِيَ لَهُ وَلاَ مُؤْوِي"
“Elhamdu lillâhillezî et’amenâ ve sakânâ ve kefânâ ve âvânâ, Fe kem mimmen lâ kâfiye lehû ve lâ mu’vî”
“Bizi yediren, içiren, koruyan ve barındıran Allah’a hamd olsun. Nice koruyanı ve barındıranı olmayan vardır.” Enes radıyallahu anh’ın hadisinde o şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yatağına yattığı zaman şöyle söylerdi:
"الْحَمْدُ للّهِ... "
“Elhamdulillah…”
“Allah’a hamd olsun…” Bunu Müslim (2715) rivayet etmiştir.
Mubarekfuri (Allah ona rahmet etsin) Tuhfetu’l-Ahvazi’de şöyle demiştir:
(وَكَفَانَا)
… (وَوَقانَا)
“ve kefânâ”
“ve vekânâ”
“Bizi koruyan” Yani eziyet verici şeyleri, bizden def eden veya bizi üzecek şeylerden koruyan veya da ihtiyaçlarımızı gideren demektir.
(وَكَفَانَا)
(وَآوَانَا)
“ve kefânâ”
“ve âvânâ”
“Bizi barındıran” yani bizi evlerle rızıklandıran ve bize barınaklar sağlayan demektir.” Bkz. Tuhfetu’l-Ahvazi (3396), Yatağa yatınca okunacak dualar babı.
1 Kez
" اللَّهُمَّ قِنِي عَذَابَكَ يَوْمَ تَبْعَثُ عِبَادَكَ "
“Allahumme kınî azâbeke yevme tub’esu ibâdeke”
“Allah’ım! Kullarını tekrar dirilteceğin gün beni azabından koru.” Bunu Ahmed (18660) rivayet etmiştir. El-Elbani (Sahihu’l-Cami’ 2/869) de sahih olduğunu belirtmiştir. Bera radıyallahu anh’ın hadisinde o şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem uyuyacağı zaman sağ elini yanağının altına koyar ve söyle söylerdi…” El-Elbani bunun sahih olduğunu belirtmiştir. Bunu Ahmed ve Tirmizi, Huzeyfe radıyallahu anh’dan rivayet etmişlerdir. Ahmed (23244) numarada, Tirmizi (3398) rivayet etmiştir. El-Elbani (Sahihu’l-Cami’ 2/869) de sahih olduğunu belirtmiştir.
100 Kez
Uyumak istediğinde otuz üç kere Allah’ı tesbih etmek (subhanallah demek), otuz üç kere Allah’a hamd etmek (elhamdulillah demek) ve otuz dört kere Allah’ı yüceltmek (Allahuekber demek) sünnettir. Bunun fazileti çok büyüktür ve bunu yapmak bedene günlük kuvvetini verir.
Bunun delili: Fatıma radıyallahu anhâ el değirmeni kullanmaktan dolayı elinde meydana gelen yıpranmadan şikayetçi oldu. O sırada Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e kadın tutsaklar getirilmişti. Durumu Rasûlullah sallallallahu aleyhi ve sellem’e haber vermek üzere çıktı fakat O’nu bulamadı ama yolda Aişe radıyallahu anhâ ile karşılaştı ve durumu ona haber verdi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gelince Aişe radıyallahu anhâ, Rasûlullah’a, Fatıma’nın geldiğini haber verdi. Ali Radıyallahu anh şöyle devam etti: Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize geldi. O sırada biz döşeklerimize yatmıştık. Hemen kalkmaya çalıştık. Rasûlullah salallahu aleyhi ve sellem “Yerlerinizde kalın” diye buyurdu ve aramıza oturdu. Öyleki ben O’nun ayağının soğukluğunu göğsümde hissettim. Sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Size istediğinizden daha hayırlısını öğreteyim mi? Döşeklerinize yattığınız vakit Allah'a otuz dört defa tekbir (Allahu ekber), otuz üç defa tesbih (Subhânallah), otuz üç defa da tahmid (Elhamdulillâh) getirmelisiniz. Bu sizin için hizmetçiden daha hayırlıdır” buyurdular. Buhari (3705), Müslim (2727)
Bir rivayette Ali radıyallahu anh şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işittiğimden beri bunu tekretmedim”. Ona denildi ki: “Sıffın gecesi de mi?” Dedi ki: “Sıffın gecesi de (terketmedim)” Buhari (5362) ve Müslim (2727) rivayet etmişlerdir.
Bu onların (sahabenin) sünnete olan şiddetli hırslarını göstermektedir. Öyle ki o gece Ali radıyallahu anh savaşla ve ordusunu düzenlemekle meşguldü buna ragmen bu sünneti terketmemiştir. Bu demektir ki bu sünnet önemli bir sünnettir. Bundan çok daha fazla ve çok daha ağır bir şekilde muhtaç olunan, uygulamanın çok daha değerli olduğu sünnetleri hiçbir şeyle meşguliyeti olmaksızın terk eden kimseye ne demeli. Ancak kalbinin hastalığı ve gaflet onu bu faziletlerin büyüklüğünü idrakten alıkoymuştur. Allah bizlere merhamet etsin.
1 Kez
" اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْلَمْتُ وَجْهِي إِلَيْكَ , وَفَوَّضْتُ أَمْرِي إِلَيْكَ , وَأَلْجَأْتُ ظَهْرِي إِلَيْكَ , رَغْبَةً وَرَهْبَةً إِلَيْكَ. لاَ مَلْجَأَ وَلاَ مَنْجَا مِنْكَ إِلاَّ إِلَيْكَ، آمَنْتُ بِكِتَابِكَ الَّذِي أَنْزَلْتَ، وَبِنَبِيِّكَ الَّذِي أَرْسَلْتَ "
“Allahumme innî eslemtu vechî ileyke ve fevvattu emrî ileyke ve elce'tu zahrî ileyke rağbeten ve rahbeten ileyke, Lâ melce’e ve lâ mencâ minke illâ ileyke âmentu bi kitabikellezî enzelte ve bi Rasûlullahyyikellezî erselte”
“Allah’ım ben yüzümü Sana teslim ettim. İşimi Sana havale ettim. Senden ümid ederek ve korkarak sırtımı Sana dayadım. Sığınmak ve sakınmak ancak Sana yönelmekle olur. İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin Peygamberine iman ettim!” Buhari (247) ve Müslim (2710) rivayet etmişlerdir. Bera b. Azib radıyallahu anh’ın hadisinde geldiği üzere: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Yatağına yatacağın zaman namaz için aldığın abdestin gibi abdest al. Sonra sağ yanın üzerine yat. Sonra şöyle söyle:
" اللَّهمَّ إنِّي أسلمت نفسي إليك"
“Allahumme innî eslemtu vechî ileyke”
“Allah’ım! Ben yüzümü Sana teslim ettim…” hadisin sonunda Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Bunları sözlerinin sonu yap. O gecende ölürsen, fıtrat üzere ölürsün.” Müslim’in rivayetinde: “Eğer sabaha erişirsen, hayır üzere sabahlarsın.”
Bu hadiste bir başka sünnetin beyanı vardır. Bu zikri uyumadan önceki sözlerin sonuncusu yapmaktır ve eğer o gecede ölüm takdir edilirse çok büyük bir mükafat vardır. O da kişinin fıtrat üzere ölmüş olmasıdır. Yani, Sünnet üzere, İbrahim aleyhi’s-selam milleti üzere hanif olarak ölmüş olmasıdır ve eğer sabaha erişirse rızkı ve ameli hayır üzere sabahlamış olur. Bu öncekileri ve gayrısını kapsayan bir kelimedir. -Allah en iyisini bilir-
1 Kez
Ayrıca değerinden dolayı üzerinde durulup ikaz edilenlerden biri de şudur ki: Çok büyük bir zikirdir. Büyük faziletlere vesiledir. Aliyy ve Azim olan Allah bu vesileyle nimetlendirmektedir. Bu rivayet Sahih-i Buhari’de Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den Şeddad b. Evs radıyallahu anh’ın rivayetiyle gelmektedir.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İstiğfarın efendisi şöyle söylemendir:
"اللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ خَلَقْتَنِي وَأَنَا عَبْدُكَ وَأَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَيَّ وَأَبُوءُ لَكَ بِذَنْبِي فَاغْفِرْ لِي فَإِنَّهُ لَا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلَّا أَنْتَ"
“Allahumme ente rabbi lâ ilâhe illâ ente halakteni ve ene abduke ve ene alâ ahdike ve va’dike ma isteda’tu, eûzu bike min şerri ma sana’tu ebûu leke bini’metike aleyye ve ebûu bi zenbi fağfirli innehû lâ yağfezzunûbe illâ ente”
“Allah’ım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın ve ben Senin kulunum. Gücüm yettiğince Sana verdiğim söz (ulûhiyetini ve vahdâniyetini itiraf etme sözü) üzereyim. Yaptığım şeylerin kötülüğünden Sana sığınırım. Üzerimdeki nimetini itiraf ediyorum. Günahımı da itiraf ediyorum. Beni bağışla! Şüphesiz Senden başka günahları bağışlayabilecek yoktur.” Buhari rivayet etmiştir. (6306)
Kulun bu büyük faziletli duayı idrak ederek ve şartına riayet ederek, gününde ve gecesinde muhafaza etmeye hırs göstermesi gerekir. Bu da genişliği gökler ve yer kadar olan cenneti kazanmak için bu kelimeleri inanarak söylemesidir. Çünkü bu dua cennete giriş vesilelerindendir.