Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın rivayet ettiği hadiste, o şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sizden biri aksırdığı zaman
" الْحَمْدُ لِلَّهِ"
“Elhamdulillah”
“Hamd Allah’a mahsustur” desin. Kardeşi veya arkadaşı da ona
يَرْحَمُكَ اللَّهُ" "
“yerhamukellah”
“Allah sana merhamet etsin” desin. Kendisine “Allah sana merhamet etsin” denildiğinde ise;
يَهْدِيكُمُ اللَّهُ , وَيُصْلِحُ بَالَكُمْ" "
“Yehdîkumullâhu ve yuslih bâlekum”
“Allah sizi doğru yola iletsin ve halinizi düzeltsin” desin.”
Buhari (6224) rivayet etmiştir.
Bu hususta da çeşitlilik sünnettir. Bazen şöyle söylenir:
" الحمد لله على كل حال "
“Elhamdu lillâhi alâ kulli hâl”
“Her hal üzere Allah’a hamd olsun” Ebu Davud’un rivayetinde şöyle gelmiştir: “Sizden biri aksırdığında:
" الحمد لله على كل حال "
“Her hâl üzere Allah’a hamd olsun” desin.” Ebu Davud (5031) rivayet etmiştir. İbn Kayyim de (Allah ona rahmet etsin) Zad’u’l-Me’ad (2/436) da bu hadis hakkında “isnadı hasendir” demiştir.
Aksırdıktan sonra hamd edene şöyle denir:
" يرحمك الله "
“yerhamukellah”
“Allah sana merhamet etsin” ve aksıranın da kendisine böyle karşılık verene şöyle demesi sünnetir:
" يَهْدِيكُمُ اللَّهُ , وَيُصْلِحُ بَالَكُمْ "
“Yehdîkumullâhu ve yuslih bâlekum”
“Allah size hidayet etsin ve halinizi düzeltsin” tüm bunlara daha önce geçen Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın hadisi işaret etmektedir.
Aksıran kimseye teşmitte bulunmak (Allah sana merhamet etsin demek) ulemanın çoğunluğuna göre farzı kifayedir. Hazır bulunanlardan bazısı bunu yaparsa kalanlarından bu yükümlülük düşer. Bununla beraber farzı ayn diyen kimselerin çıkardıkları sonuca karşı çıkarak onu terketmek gerekmez, zira bir görüşe dayanarak onunla sonuç elde etmişlerdir ki o da şudur: Buhari’nin Sahih’inde Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan merfü olarak rivayet ettiği hadiste: “… Sizden biri aksırıp Allah’a hamd ettiğinde, bunu duyan bütün Müslümanlar ona “Allah sana merhamet etsin” demeleri, üzerlerine bir haktır…” Bu hadisi Buhari (6226) rivayet etmiştir.
Aksıran kimse Allah’a hamd etmediğinde ona teşmitte bulunmamak (Allah sana merhamet etsin dememek) sünnettir.
Aksıran kimse Allah’a hamd etmediğinde ona teşmitte bulunmak sünnetten değildir, bilakis sünnet olan Enes radıyallahu anh’ın hadisinden dolayı ona teşmidde bulunmamaktır. O şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında iki kişi aksırdılar. Bunlardan birine teşmitte bulundu, diğerine teşmitte bulunmadı. Bunun üzerine adam şöyle dedi: Ey Allah’ın Resulü! Bu adama teşmitte bulundunuz, bana ise teşmitte bulunmadınız. (Allah Resulü) şöyle buyurdu: “Bu, Allah’a hamd etti. Sen ise Allah’a hamd etmedin.” Rasûlullah salallahu aleyhi ve sellem’in bu hadisini Buhari (6225) rivayet etmiştir. Müslim’in Ebu Mes’ud radıyallahu anh’dan rivayetinde ise o şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim: “Sizden biri aksırıp Allah’a hamd ettiğinde ona teşmitte bulununuz. Şayet Allah’a hamd etmezse ona teşmitte bulunmayınız.” Bunu Müslim (2992) rivayet etmiştir.
Ancak konum babanın çocuğuna veya öğretmenin öğrencisine öğretmesinde olduğu gibi veya buna benzer bir öğretme konumu olduğunda durum başkadır, zira öğrenen kimseye sünnet hususundaki bilgisizliğini gidermek ve bu sünneti öğretmek için “Allah’a hamd olsun” denir.
Yine nezle olan kimse için de durum böyledir, üçüncü aksırmasından sonra ona teşmitte bulunulmaz. Üç aksırışında ona teşmitte bulunulur, üçüncüsünden sonra teşmitte bulunulmaz.
Bunun delili Ebu Davud’un Sünen’in de Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan mevkuf ve merfü olarak rivayet ettiği hadistir. O şöyle demiştir: “Kardeşine üç kere teşmitte bulun, bundan fazla olursa o nezledir.” Ebu Davud (5034) rivayet etmiştir. el-Elbani de (Allah ona rahmet etsin) mevkuf olarak da merfü olarak hasen olduğunu belirtmiştir. Bkz. Sahihu Ebi Davud (4/308)
Müslim’in Sahih’inde rivayet ettiği Seleme b. Ekva radıyallahu anh’ın hadisi de bunu desteklemektedir. O şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yanında bir kimsenin aksırdığını işitti ve ona “yerhamukellah, Allah sana merhamet etsin” dedi. Sonra bir diğeri aksırdı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onun için ise: “Bu adam nezle olmuş” buyurdu.” Müslim (2993) rivayet etmiştir.
Daha önce geçtiği üzere iki durumda, aksıran kimse için teşmitte bulunulmaz:
1-(Aksırıp) Yüce Allah’a hamd etmediği zaman.
2-Üç kereden fazla aksırdığı zaman, çünkü o nezle olmuştur.
İletişim
Bize
Bizimle iletişime geçmenizden ve sorularınızı cevaplamaktan mutluluk duyarız